• Yardım Sayfası
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Yazarlar
  • Makale Gönder
Pazartesi, Mart 8, 2021
  • Login
No Result
View All Result
Politikasimetri.
  • Ana Sayfa
  • Görüş
  • Kültür
  • Sağlık
  • Bilim
  • Analiz
  • Video
  • Ana Sayfa
  • Görüş
  • Kültür
  • Sağlık
  • Bilim
  • Analiz
  • Video
No Result
View All Result
Politikasimetri.
No Result
View All Result
Home Günce

Portakal Çiçeğinin Tutkusu

Melahat Yılmazlar Melahat Yılmazlar
16 Şubat 2021
in Günce
3 dk. okuma
0
94
VIEWS
Facebook'ta paylaşTwitter'da paylaş

Her sabaha uyanış aynıydı. Sıcak bir temmuz sabahı karnı burnunda önce odunluktaki en ince kuruları, eğilebildiği kadarı ile aldı kucağına, ahşap bahçe evinin avlusunda ocak başında günlük işlerini yapmak için yaktı ateşini. Ramazan ayıydı, kendisi de hamileliğinin son günlerinde olmasına rağmen oruçluydu ve akşama yemekleri, ekmekleri yetiştirmek onun işiydi. Diğer ev sakinleri tarla işlerini yapak zorundaydı. Bir an önce işlerini bitirip dinlenmek istiyordu. Fazlaca yorgunluk hissettiği döneminde ufaktan sancıları da vardı.

Portakal ağaçlarıyla kaplı evin bahçesinde huzurla akan kanaldan gelen su sesi, portakal çiçeği kokusu ile koşuşturmak yorgunluğunu hafifletiyordu. Hayalleri ve beklentileri vardı elbet; acaba doğacak kızı portakal çiçeği gibi tutkulu, nefes açıcı kokacak mıydı?

Tüm işlerini bitirip iftar sofrasını da hazırlaşmıştı ki, ufak sancıları artmıştı. Orman işlerinde çalışan kocası eve döndüğünde hiç ağrısı yokmuş gibi onu karşıladı. Anladı tabii ki kocası, solgun teninden bir haller olduğunu ve köyün ebesini çağırmayı teklif etti, beklenen an gelmişti sanki. İyice artan sancılarını orucunu dahi açamadan gecenin ilerleyen saatlerine kadar çekti. Tüm gücüyle direndi huzurlu sona ve tam da beklediği gibi nur topu gibi bir kız çocuğu… Öyle lafın gelişi değil, gerçekten pamuk tarlalarından bir top kucağına verildi. Sardı, sarmaladı; çok sevdi, sevgiyle kucakladı, her anında pamuğunu…

Portakal ağaçlarını ve su kanallarını hiç unutmadan büyüdü, Küçük kız. Portakal çiçeklerinin baş döndürücü kokusu arasında geçti çocukluğu ve su kanalları yazın kavuran sıcaklarında kuzenleri ile serinlemek için girdikleri, yavru kurbağaları yakalayıp kendi yaptıkları küçük havuzlarda yüzdürdükleri ve henüz ilk adımlarını atmaya başladığı yaşlarda içine düşüp uzunca süre bulunamadığı, bulunduğunda da morarmış, nefes almadığı hali ve hayata mucizevi dönüşü anlatıldı hep. Her detay ayrı bağlamıştı o topraklara küçük kızı.

Büyüdü…

Büyük acılarında da üzüntüsünde de hep o topraklara koştu. Umudunu yeşerttiği, renklerin de kokuların da anlam, huzur bulduğu, her mevsim çiçek açan o topraklara…

Bilmiyordu yokluğunun nelere sebebiyet verdiğini. Varlığının nelere kadir olduğunu, bilmediği gibi. Ruhuna açılan tüm kapıları kilitleyip, üzerine ne bulduysa yığmıştı. İstemiyordu acısının tadılmasını, halinin bilinmesini, değerinin görülmesini… Taa ki denk düşüne dek! Ondaki portakal çiçeği kokusunu da alıncaya dek. Umudun simgesi, kendini aşka adayanların bekareti, portakal çiçeği kokusu işlemişti tüm benliğine. Filmin sonunda nerede olacaklarını bilemezdi. Ama seçme şansı kaldıysa, tüm mevsimlerde onunla olsun istiyordu.

Hz. Mevlana’nın dediği gibi: “Sarılmayı bilir misin?” Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı?

Sen bilir misin aşık olmayı? Bölünebilir misin ikilere, üçlere, gerekirse binlere?

Yapabilir misin?

Gerçekten sevebilir misin? “Sevmenin demesi” olmaz…

Unutma! Ya çok seversin bir kere; ya da hiç sevmezsin… En tutkulu sevmelere…


Foto Spot: https://egeyedonus.blogspot.com/2018/04/portakal-cicegi-zamani.html

Tags: Hz. MevlânaportakalPortakal ÇiçeğiSarılmayı bilir misinsevebilir misin
ShareTweetSend
Previous Post

Çekilin Şurdan… “Girişcem!”

Sonraki Başlık

Gizemli monolit “gizemli” değil, Milli Uzay Programı Tanıtım Toplantısı reklamıymış.

Melahat Yılmazlar

Melahat Yılmazlar

Çanakkale 18 Mart üniversitesi İşletme mezunu. Muhasebeci. Anne. Muğla'da yaşıyor.

Alakalı Başlıklar

Şems Gelmeden Semâ Başlamaz!

4 sene önce
7
Sonraki Başlık
Gizemli monolit “gizemli” değil, Milli Uzay Programı Tanıtım Toplantısı reklamıymış.

Gizemli monolit “gizemli” değil, Milli Uzay Programı Tanıtım Toplantısı reklamıymış.

Bu yazı hakkında düşünceler

Facebook Twitter Youtube Instagram Telegram RSS

Söz isteyen herkese!

Politikasimetri. “özgür ifade hakkı” sunabilmek için kurulan “Görüş, haber ve analiz portalı”dır. “Kendi kanaatine taraf olabilenlere” sloganıyla, fikir ve ideoloji dünyaları farklı kişilerce kurulmuştur…

Bir mucize gibi.

Kategoriler

  • Analiz
  • Bilim
  • Görüş
  • Günce
  • Haber
  • İnsan
  • Kimdir
  • Kültür
  • Politika
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Şiir
  • Siyaset
  • Yaşam

Sayfalar

  • “politikasimetri.” ne demek?
  • Deutschland nachrichten
  • İletişim Formu
  • Makale Gönder
  • Muhatapsız Sorular
  • Siyasi Partiler Gündemi
  • Son Dakika haber akışı
  • Son Yayınlananlar
  • Yardım Sayfası
  • Yazarlar
No Result
View All Result

Haber bülteni

© 2021 Politikasimetri. - "Kendi kanaatine taraf" olabilenlere... / Yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Politikasimetri.com sadece yer sağlayıcı olarak hizmet vermektedir.

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Türkiye Haber Akışı
  • Siyasi Partiler Gündemi
  • Makale Gönder
  • Görüş
  • Yaşam
  • İnsan
  • Analiz
  • Kültür
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Kimdir
  • Bilim
  • Politika
  • Şiir
  • İletişim / Künye
    • Yardım Sayfası
    • Hakkımızda
    • Künye
    • İletişim Formu
    • Yazarlar

© 2021 Politikasimetri. - "Kendi kanaatine taraf" olabilenlere... / Yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Politikasimetri.com sadece yer sağlayıcı olarak hizmet vermektedir.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In


Sadece sana yandaşız!

İnanmazsan…

politikasimetri.com