Dönemin TBMM başkanı Hüsamettin Cindoruk’un, Uğur Mumcu suikastından sonra, Mumcu’nun eşine söylediği söz… Türkiye’deki birçok siyasi suikastı özetleyen bir cümle aslında. Araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu 24 Ocak 1993’de Ankara’da aracına bomba konarak katledilmişti.
Pek çok kesimi telaşlandıran yazılar yazan Mumcu’nun katledilmesi; olay yerindeki delillerin yok edilmesine rağmen tek bir faile yönlendirildi:
“İran”

O günkü kaos ve propagandalar sonucu Türk toplumu bu faili kabullenmiş ve protestolar gerçekleştirmişti. Oysa yıllar sonra ağabeyi Ceyhan Mumcu’nun dediği gibi; Uğur Mumcu’nun İran’ı rahatsız edecek bir tek yazısı yoktu. Mumcu özellikle Gladyo, kaçakçılık, PKK – MİT ilişkisine dair yazılar yazmıştı.
O yıllar bir üniversite öğrencisi tecrübesizliğiyle dahi “İran senaryosu” nu mantıklı bulmamıştım.
24 gün sonra Eşref Bitlis, yaklaşık 8 ay sonra Cem Ersever ve sonrasında Behçet Cantürk’ün de aralarında bulunduğu birçok suikast; cinayet ve en son Susurluk Kazası, Uğur Mumcu yazılarının gerçekliğini ispatlıyordu.
Ama her nedense devlet kafasını bir türlü sağ tarafa çevirmiyor SOL ve İRAN ile yetiniyordu.
Güldal Mumcu; Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’ın evlerine gelip, cinayetin devlet tarafından işlendiğine dair ipuçları verdiğini ve Başbakanlık, Çeçenistan ve Uğur Bey’in öldürüldüğü yere birer gül bırakacağını yazmıştı… Ve tabii ki; sonra Yeşilin de akıbeti meçhul.

Yine bir 24 Ocak günü şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan; 24 Ocak 2001 de Diyarbakır’da Uğur Mumcu’yu anma etkinliği düzenleyeceklerini Ceyhan Mumcu’ya iletiyor, Ancak o gün şehit ediliyor… A Haber’deki röportajında Ceyhan Mumcu bu olaydan sonra kendisini ziyarete gelen bir Emniyet müdürü “Gaffar Okkan anma töreninde katilleri bulduğunu açıklayacaktı ve o yüzden mutlu idi” açıklamasını yapıyor.
Bu belirttiğim iki olay dışında birçok esrarengiz karşılaşmalar olsa da teyide muhtaç. Ancak uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin’in; gladyo, siyasilerle olan ilişkilerini açıkladığı videoyu Youtube’dan izlemenizi tavsiye ederim.
Geçmişteki yöneticilerin suç ve hatalarını kendine mal edinmeyecek, el kol işaretleri ve sloganla değil gerçek anlamda ülkesinin demokratikleşmesini amaç edinecek kurumlar çözecek bu suikastı.
Yoksa yıllar sonraki bir yazımda bu cinayetin çözülemeyeceğini yazacağım makalemin başlığı değişmeyecek:
“Zaten bekliyorduk”
Bu yazı hakkında düşünceler