“Devletimizin bir şeyler yapması için bir rütbeli komutan, vali ya da çok zengin biri mi olmamız gerekiyor?
Bu sözler Gara’da katledilen, PKK’nın elindeki Polis Memuru Sedat Yabalak‘a ait (2019).
Bunlar bazı değerleri olan bir toplum için çok ağır sözler diye düşünüyordum, ilk duyduğumda.
Yanılmışım…
Çünkü yandaş medyada kırıntısı da olsa, vicdan olacağını düşünmüştüm.
Haberleri hep ENSONdan alan sitelerin, geçmiş 6 yılı sorgulayabileceğini varsaymıştım.
Cumhurun başının bir şehit cenazesine katılıp, en azından “üzgünüm, başaramadık” deyip; şehit ailelerin merhametine sığınmasını beklemiştim.
Kongre yapacağı, hatta coşkulu kalabalığa gülerek, espri yapabileceği, tüm muhalifliğime rağmen aklıma gelmemişti… Konduramadım. Hele ki; şehit annesini ağlatarak bir propagandaya dönüştürebilmesini ise vakıf olduğum dillerde yorumlama becerisine henüz sahip değilim (!)
Evet. Bence de Gara operasyonunda herkes suçlu!
CHP, IP, HDP, SP…
Suçlular; çünkü her şeyi göze alıp bu çocukları kurtarmalıydılar! En fazla “terörist“ ilan edileceklerdi ki; zaten öyle değiller mi, muktedirlerin gözünde? Oylarına halel mi gelirdi? Halbuki sizler de çok iyi biliyorsunuz ki;
Bu ülke insanı 100 yıldır hep acı çekti ve her acısı aynı yalanla uyuşturuldu: Vatan, millet vs.
Sadece gariban çocuklarının koruması ve uğrunda ölmesi gerektiği vatan ile zengin çocuklarının üzerinde zevk ü sefa sürdürdükleri vatan…
- Tanrı dağında uluyacak derecede ülkücü, Mehmetçiğe küfredecek derecede bedelli asker babası bir milliyetçi…
- Barış kelimesini Ankara’ya gür bir sesle söylerken; Gara’ya karşı sesi titreyen heval,
- Seçim zamanı asli Kürt olan bir Maral, seçim sonrası Kürt avında bir kurt,
- Lüzum olduğunda şehit olmuş bir halka, lüzumsuz şehit güzellemesi yapan baş idareci,
Çıkın iki halkın arasından artık ve çekin siyasi hırslarınızı, birleşmiş parmaklarınızı vatan topraklarından…
***
(13 gencimizin mekânı cennet olsun)
Bu yazı hakkında düşünceler